Ucuz Gecelik Olgun Esenyurt Escort Naz

Yorumlar · 30 Görüntüler

Tape No:9114, 22.11.2008 günü saat: 14.40 da, Erkan Ö... ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin Ergenekon soruşturmasında tutuklu olanları sorduğu, Erkan Ö...

Tape No:9114, 22.11.2008 günü saat: 14.40 da, Erkan Ö... ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin Ergenekon soruşturmasında tutuklu olanları sorduğu, Erkan Ö...nünde Çanakkale den dönüşte Silivriye gittiklerini söyleyerek "HEPSİYLE GÖRÜŞTÜM EMİN HOCA DAHİL" "hepsi iyiler hocam selamları var hepinize ..." dediği, kendisinin Halil ve Fikret isimli şahıslardan bahsederek "....Fikret bana bi program yapar mısın dedi ..." "... ÇOK AĞIR LAFLARIM VAR ONLARI GELİŞTİREBİLİRİZ BU TUNCA Y GÜNEYİ ONLAR YAHUDİ Mİ DEĞİL Mİ ONLAR BENİM ALANIM" dediği görüşme ile ilgili olarak; Erkan Ö.. .nün İşçi Partisinin Genel Başkan Yardımcısı, Genel Başkan vekili olduğunu, Fikret dediği kişinin ise Aydınlık Ankara çalışanı Fikret A.... olduğunu, kendisinden Ulusal Kanal da bir program yapmasını istediklerini, kendisinin de kabul ettiğini ve yapabileceğini söylediğini, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili Tuncay GÜNEY in Yahudilik meselesinden konuşabileceğini söylediğini beyan etmesinden ve diğer birçok telefon görüşmesinden Ergenekon silahlı terör örgütü üyeleriyle alakalı soruşturmayı çok sıkı takip edip soruşturma hakkında sürekli dezenformasyon yapmasından şüpheli Yalçın KÜÇÜK ün Ergenekon silahlı terör örgütü içinde yer aldığı anlaşılmaktadır. .

Terör örgütü üyesi olmak ile suçlandığını, ancak bu örgütte konumun ne olduğunu, örgütün nasıl oluştuğunu, örgüt üyeleri arasındaki iş birliği, hiyerarşik yapının açıklanmadığını, örgüt yapısının dahi belli olmadığı bir örgüte üyelikten yargılanmasının mümkün olmadığını, şu anda yargılaması yapılan dava ile ilgili olarak 470 üzerinde klasör olduğunun söylenildiğini, bu kadar evrakın arasında kendisini suçladıkları üyelik konusunda üç yerde isminin geçtiğini, bunlardan ikisini Tuncay GÜNEY ve Ümit SAYIN'in söylediğini, aynı suçlama ile beraber getirildiği Kemal GÜRÜZ ile daha önce hiç yüz yüze gelmediğini, Tuncer KILINÇ ile geçen sene bir düğünde karşılaştıklarını, bu konuyu da konuştuklarını, sonrada aynı örgütün üyeliği ile suçlandıklarını, İlhan SELÇUK'u tanıdığını ancak 20 yıldır görmediğini, Doğu PERİNÇEK'i tanıdığını, 1999 yılında birlikte Haymana Cezaevinde bulunduklarını, Doğu PERİNÇEK'İ sevdiğini ancak hiçbir fikriyatının uyuşmadığını, kendisine C.Savcılarının üye olduğuna dair doküman var dediklerini ve gösterdiklerini, kendisinin iradesi dışında yazılmış dokümanlar ile nasıl itham edileceğini, Doğu PERİNÇEK'e hain diye söylediğinin söylendiğini, sonra bu kişinin örgütüne üye olduğunun söylendiğini, Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını, örgüte üye olduğu konusunda hiçbir delilin olmadığını, amacın kendisini susturmak olduğunu, 1993-1998 yılları arasında Fransa'da kaldığını, hakkında hapis cezası olduğunu bildiği halde 29 Ekim 1998 yılında Türkiye'ye döndüğünü, kendisini PKK ile irtibatlandırmaya çalıştıklarını, Abdullah ÖCALAN Türkiye'ye getirilince kendisinin de Fransa'dan döndüğünün söylendiğini, bu konuda gizli tanık beyanından söz edildiğini, oysa ki Abdullah ÖCALAN 19 Şubat 1999 yılında yakalanıp, Türkiye'ye getirildiğini, bu iddianın da mesnetinin olmadığını, Abdullah ÖCALAN'la iki kez görüştüğünü, bir üniversite öğretim üyesi olarak gittiğini ve görüştüğünü, bu konuda da yargılanmadığını, görüşmesindeki amacın bu ülkeye savaş açmış kişilerin ne istediklerini öğrenmek olduğunu, Türk halkının kendisine karşı savaşan kişilerin amaçlarını öğrenmek hakkı olduğunu, kendisinin hiçbir dönemde PKK üyeliğinden yargılanmadığını, kitapları dolayısıyla yargılandığını, 2000 yılında şartlı erteleme yasasından yararlanarak cezaevinden çıktığını, kendisinin hiçbir hukuk dışı davranışının olmadığını, Kemalist olmadığının söylendiğini, söyleyenlerin ise Kemalizme düşman olanlar olduğunu, kendisinin tarihin gerçeklerini kaleme aldığını, Sivas Kongresinde manda kabul edilmemiş denilemeyeceğini, bunun bir gerçek olduğunu, Kurtuluş Savaşında diğer komutanları da ön plana çıkardığını, bunun Kemal Paşa'yı geri tepmek olmadığını, sonuç olarak kendisinin hiçbir terör örgütü ile ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi, gizli servislerin uyuşturucu kaçakçılarıyla birlikte iş yaptıklarını, onlarla birlikte şirketler kurduklarını, onları açığa çıkarmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını, Abdullah ÇATLI ve ülkücü arkadaşlarının haklarındaki mahkeme kararlarına ve arama tezkerelerine rağmen, zaman zaman ANAP gibi partilerin kongrelerinde izleyici, Bakanlıklarda Bakanların misafiri, Emniyet Genel Müdürlerinin arkadaşı, içlerinde Tansu ÇİLLER’in de bulunduğu Başbakanların görüşme gereğini duydukları kişiler arasında olduklarını, Turgut ÖZAL’ın sık sık görüşme isteğini yinelemesine rağmen, belirtildiğine göre ÇATLI ve arkadaşlarının Güneydoğu politikasından dolayı ÖZAL’ı hain kabul ettiklerini ve görüşmediklerini, ASALA’ya yapılacak operasyonlarla ilgili olarak; Abdullah ÇATLI ve arkadaşlarıyla MİT arasında pazarlıkların olduğunu; bu pazarlık sırasında bu ülkücü insanların, MHP Genel Başkanı TÜRKEŞ’in o dönemde devam eden tutukluluğunun ortadan kaldırılması, Balgat katliamı sanıklarının da bulunduğu bir grup ülkücü teröristin haklarındaki davaların düşürülmesi ve tutuklu bulunanların salıverilmesi, bu kişilerin Türkiye’de serbest dolaşma haklarının sağlanmasını bildiğini, ASALA’ya karşı bazı heykellerin bombalanması, bir Ermeni destekçisi milletvekilinin arabasına bomba yerleştirilmesi gibi eylemler yapıldığını, bu eylemler karşılığında paralar alındığını, Oral ÇELİK’in bu işe karıştırılmaması özellikle rica edilmesine karşın grup tarafından eylemin zorluğu karşısında bu eylemi gerçekleştirebilecek kabiliyette görüldüğü için dahil edildiğini, özellikle Marsilya’daki eylemler sırasında ÇELİK’in olduğunu, Abdullah ÇATLI, Oral ÇELİK ve diğer insanların yurtdışında kullanıldıklarını, sonrasında ise hiç kullanılmamıştır gibi davranıldığını, Metin denilen görevlinin, emekli olduktan sonra, verdiği sözlerin gereğini yerine getirmek amacıyla dönüşlerinde Abdullah ÇATLI ve ailesine yardımcı olduğunu, Susurluk’taki kazadan önce Sami HOŞTAN’a ait Alman plakalı bir mercedesin ÇATLI’ların arabasını takip ettiğini, bu mercedesteki kişinin Abdullah ÇATLI ve Gonca US’u hastaneye götürdüğü bilgisini edindiğini, Oral ÇELİK, Abdullah ÇATLI, Mehmet Ali AĞCA’nın Abuzer UĞURLU denilen kaçakçıdan alınan sahte hint pasaportuyla yurtdışına çıktıklarını, Abuzer UĞURLU’nun bu pasaportu ülkücü koruma karşılığında kendilerine (Abdullah ÇATLI ve arkadaşları) sağladığını, bağlantıyı kuranların o dönemde gümrüklere yakın olan ve onlara ülkücü korumayı sağlayan kişiler olduklarını, yurtdışında bu insanlarla (Abdullah ÇATLI ve arkadaşları) bütün gizli servislerle ilişkisi olduğunu, Abdullah ÇATLI için Meclis koridorlarında Alparslan PEHLİVANLI gibi kişilerin aracılık yaptıklarını gördüğünü, Abdullah ÇATLI’nın Gökhan MARAŞ, Şanlıurfa eski Milletvekili Murat BATUR gibi birçok kişiyle görüştüğünü, Abdullah ÇATLI ve arkadaşlarına maddi desteğin korumalık yaptıkları ülkücü kitleden geldiğini, Abdullah ÇATLI’yı kokaine sürükleyen kişilerin başında Arnavut SAMİ denilen adamın geldiğini, Türkiye’de silah ticaretinde mafyanın parmağı olduğunu, Ömer Lütfi TOPAL Cinayetinde kullanılan silahların bu yolla geldiğini belirtmiştir.(Ek:178)

If you cherished this article therefore you would like to obtain more info with regards to escort Diyarbakır please visit our own web site.
Yorumlar